TEKNİKER  ETİKET MATBAA MAKİNA VE MALZEMELERİ SANAYİ LTD.ŞTİ

 

 

 

İletişim:

Tekniker Etiket Matbaa Makina Malzemeleri ve Kağıtçılık Sanayi Ticaret Limited Şirketi

 

Davutpaşa Cad. Emintaş Matbaacılar Sanayi Sitesi.  No:103/365A

Topkapı-İstanbul TÜRKİYE

 

Tel : 0212 613 26 52 - 58

 

Fax: 0212 567 81 79

 

Bize Ulaşın: (Lütfen tıklayın)

 

 

Teknikeretiket

 

 

 

 

Matbaa Bilgileri - Matbaa Terimleri

  1  2  3  4  5  6  7  8  9  10  11  12  

 

MATBAA TERİMLERİ – 05

 

MÜY' de Renkle İlgili Kavramlar

24-bit renk: Her renk kanalı (kırmızı, yeşil, mavi) için 256 renk tonu sunan renk modeli

32-bit renk: Her renk kanalı (kırmızı, yeşil ve mavi) için 256 renk tonu ile birlikte 256 tonlu bir de maskeleme kanalı sunan renk modeli

8-bit renk:
256 (renkli bir monitörde gösterilen minimum renk sayısı) renkli bir palet sunan renk modeli

Aratonlar: Siyah ve beyazın yaklaşık tam ortasında bulunan ton değerleri.

Aydınlık: Bir rengin veya tonun parlaklığının bir ölçüsü

Çıkarmalı Renkler : (CMYK - cyan, magenta, yellow, kontrast- siyah) Turkuaz, mor, sarı ve siyah baskı renklerinden oluşan renklerdir. Çıkartmalıdan kastedilen bu renkler belli % de oranları ile birleşince diger renkleri oluşturuyor olmalarıdır. Bunlarla yapılan baskı işlemi dört renk işlemi olarak bilinir ve bir matbaa makinasında renkli görüntüleri çoğaltmanın en çok kullanılan yoludur.

Degrade: Bir renkten veya doymadan diğerine harmanlama, geçiş

Doyma: Bir rengin şiddetinin ölçüsü. Örneğin pembe kırmızıdan, gökyüzü mavisi de lacivertten daha az doymuştur.

Monokrom (Tek renk) : Genellikle siyah beyaz bir monitörü belirtir, ama siyah beyaz bir görüntü için de kullanılabilir.

Nötrler: Belirgin bir renkleri olmayan gri tonları.

Pantone: Belirli renkleri tutturmak için kullanılan ticari bir renk uyumlaştırma ve mürekkep karıştırma sistemi. MÜY yazılımları pantone sistemini desteklerler.

PMS: (Pantone Matching System) Tasarımcıların renkleri numaralarla ifade etmesini sağlayan sistem.

Renk tekerleği: Değişik renkleri ve bu renklerin birbirileriyle olan ilişkilerini gösteren pasta dilimi grafiklerine benzeyen şema. Çoğu zaman renk tekerleği on renge indirgenmiştir: Başta kırmızı olmak üzere turuncu,sarı, açık yeşil, koyu yeşil, turkuaz, mavi, koyu mor

Renk uzayı: Renkli bir görüntünün tanımlanma ve depolanma biçimi. Renk uzayına örnek olarak RGB, CMYK ve Kodak YCC gösterilebilir.

RGB: (Red, Green, Blue) Renkli bir monitörde görüntünün gösterilmesi için kullanılan üç ana renk.

Spot Renk: (Özel Renk) CMYK sisteminin dışında özel olarak kullanılan mürekkep rengi. Örneğin: Pantone serisinden bir renk.

Toplamsal Renkler : (RGB - red, green, blue) Kırmızı, yeşil ve mavi ışığı anlatan bir kavram. Kırmızı, yeşil ve mavi ışık değişik yüzdelerde karıştırılınca, görünebilir renk yelpazesi oluşur. Bu renklerin herbiri %100 kullanılınca beyaz ışık meydana gelir. Monitörlerde kullanılan renklerdir.

BİLGİSAYAR İLE İLGİLİ KAVRAMLAR

3.5 inçlik disket: 3.5 inçlik çapı olan sağlam bir plastik koruyucu içinde esnek plastik teker. Sürücü türüne ve biçimlendirme yönetimine bağlı olarak 1.4 MB, 800 K ve 400 K bilgi saklayabilir.

Bayt: Sekiz bitlik seriler halinde saklanan bilgisayar veri parçalarına denir.

Bellek: Sonra okunmak üzere bilgi saklanabilen bilgisayar donanım ögesidir.

Bit: 0 ve 1 den oluşan ikili sayı sistemidir. Bilgisayarda yapılan bütün işlemler, yazılar, resimler...vb. 0 ve 1 lerden oluşan kombinasyonlar ile gerçekleşir.

CD: Compact disc’in kısaltması. Bilgisayarda üretilen tasarımların saklandığı bir harici yedekleme ünitesi.

CPU: (Central Processing Unit - Merkezi İşlem Birimi) Bilgisayarda yapılan bütün işlemler CPU da yapılır, bir nevi bilgisayarın beyni diyebiliriz.

Desktop: Masaüstü bilgisayar

Disk sürücüsü: Disk üzerindeki bilgileri okuyan diske bilgileri yazan ve diskin takıldığı aygıt.

Disk: Bilginin küçük manyetik noktacıklar halinde kaydedildiği düz ve yuvarlak manyetik yüzey.

Dosya Biçemi (Formatı) : Görüntülerin depolanma yöntemi (EPS, JPEG, TIFF...)

ENIAC: (Electronic Numerical Integrator Analyzer and Computer - Elektronik Sayısal İntegral Makinesi ve Bilgisayar) Dünyanın ilk ve en ünlü hesap makinelerinden biridir.

Gigabyte: Bilgisayarla ilgili kapasite ölçü birimlerden biri. Bin megabayt.

Hardware: Bilgisayarın mekanik kısmıdır. Monitör, harddisk içindeki tüm elektronik aygıtlar ve devreler gibi.

Image Setter: Bilgisayar görüntülerinden çıktı alırken çok yüksek çözünürlüklere ulaşabilen çıktı aygıtı.

LAN: Yerel alan ağları, küçük bir alan içindeki (örneğin bir binadaki) bilgisayarlar birbirine bağlanabilir.

Laptop: (Notebook) Dizüstü bilgisayar, taşınabilir özellikte olup bir desktop'ta bulunacak bütün özellikleri taşıyabilir.

LCD: Sıvı kristal gösterge. Bilgisayar ekranlarında kullanılan LCD teknolojisi, monitörlerin daha ince hale gelmesini sağlamaktadır.

MIPS: (Million Instruction Per Second - Saniyede milyon komut) Bilgisayarın bilgiyi işlediği hızı ölçmek için kullanılan terim

Palmtop: Avuçiçi bilgisiyar.

Ram: (Random Accses Memory - Rasgele Erişimli Bellek) Bilgisayar açık olduğu sürece veri ve komutları saklar, geçici bir bellektir, bilgisayar kapandığında içindeki tüm veriler kaybolur.

Rom: (Read Only Memory - Salt Okunur Bellek) Bilgisayarın nasıl çalışacağını söyleyen programların kaydını tutar. Bilgisayar açıldığında ROM'daki komutlar CPU'ya neler yapması gerektiğini söyler. Sadece okunabilir bellektir, komutlar değiştirilemez ve bilgisayar kapandığında silinmezler.

Sabit disk:
Sürekli kapalı bir sürücü ya da kartuş bölmesi içindeki metal disk. Sabit diskler büyük çapta bilgi taşırlar.

Sığa: Belleğe ya da bir diske kaydedilebilecek veri miktarı.

Sıkıştırma: Bir dosyanın daha küçük bir dosya oluşturmak için yoğunlaştırıldığı veya renk verisi saklamak amacıyla belli piksellerin ihmal edildiği yöntem.

Software: Bilgisayarın görevini yerine getirebilmesi için ona verilen tüm bilgiler ve komut listeleri. Yani programlar. Bir bilgisayar sistemi hardware ve software'den oluşur. Software olmazsa, hardware tek başına çalışamaz.

Veri Yolu: CPU ile bellek arasında ya da CPU ile girdi/çıktı aygıtı arasında veri taşır.

Virüs: Verilere zarar vermek ya da yok etmek amacıyla yazılmış olan programlar. Bir bilgisayardan diğerine ağlar ya da disketler aracılığıyla geçebilir.

WAN: Geniş alan ağları, çok geniş bir alandaki bilgisayarlar birbirine bağlanabilir (ATM ler-bankomat)

Yazdırma kuyruklayıcısı: Bilgisayar genellikle verileri yazıcının basabileceğinden daha hızlı işler. Bu durum, yazıcının kendisine yetişmesini beklemesi yüzünden, bilgisayarın diğer işlerini yapmakta geri kalacağı anlamına gelir. Yazdırma kuyruklayıcısı, yazıcıya veri gönderilirken veriyi tutar, böylece bilgisayar başka işler de yapabilir.

FOTOĞRAFÇILIK TERİMLERİ

Fotograf: Tabiatta mevcut varlıkların veya şekillerin görüntülerinin ışığa duyarlı kağıt veya film üzerine ya da digital ortamlara yazımlanmasıyla elde edilen ürün.

Obtüratör(Örtücü): Film düzlemine ulaşacak olan ışık miktarının filmi ne kadar süre ile etkileyeceğini belirleyen mekanik parça. Saniyenin kesirleri ile ifade edilirler. (T, B, 1 saniye, 1/2sn , 1/4sn, 1/8sn, 1/15sn, 1/30sn, 1/60sn, 1/125sn, 1/250sn, 1/500sn, 1/1000sn …..)

Objektif: Genellikle birden fazla mercek elemanından oluşan ve temel işlevi film düzlemi üzerine seçik görüntü düşürmek olan parça. Dar açılı, normal, geniş açılı ve zoom olmak üzere dört tem başlık altında ele alınabilir.

Diyafram: Fotoğraf makinalarının objektiflerinde açılıp kısılarak filme ulaşacak ışık miktarını ayarlayan parça.

Vizör (Bakaç): Makinada oluşan görüntünün olabildiğince aynını gösteren ve mercekler düzenine dayanan parça.

Flash: Kısa süreli fakat çok parlak ışık yayan yapay aydınlatma kaynağı.

Pozometre(Işık ölçer):
Fotoğrafı çekilecek bir cisim üzerine düşen ya da ondan yansıyan ışık miktarını ölçmek amacıyla kullanılan elektronik araç.

Emniyet Işığı:
Karanlık odada kullanılan film ve kartları etkilemeyen kırmızı, koyu yeşil ve turuncu çalışma ışığı

Tripot (Üç ayaklı sehpa):
Fotoğraf çekiminde ortaya çıkabilecek sarsıntıları önlemek için kullanılan araç.

CCD: Dijjtal fotoğraf makinelerinde görüntü yazımlamayı destekleyen teknoloji. Bu makinelerde, pozometrelerde kullanılan ve ışığa karşı çok hızlı tepki veren silikon hücrelerinin milyonlarcasının biraraya gelmesiyle oluşan CCD (Charged – Coupled – Device) teknolojisi kullanılmaktadır. Bu teknoloji ile görüntüler artık film gibi bir elemana değil, doğrudan sayısal ortamlara yazımlanmaktadır.

LCD (Liguid-Cyrstal-Display): Digital fotoğraf makinalarının renk hassasiyetini gösteren ön izleme ekranıdır. Bununla görüntüler çekilirken izlenebilir ve gereken değişiklikler yapılabilir.

Digital Fotografçılık: Görüntüleri film yerine doğrudan digital (sayısal) ortamlara kaydeden teknolojilerin genel adı.

Yarı digital fotoğrafçılık: Opak veya saydam görüntülerin scannerda taranarak bilgisayar ortamına aktarılması ve yeniden düzenlenmesi işlemlerine verilen ad.

Film: Fotoğraf çekilecek konunun görüntüsünü saptamak için ışığa duyarlı madde ile kaplanmış saydam taşıyıcı.

Maskeleme: Fotoğraf baskısı sırasında görüntünün belirli bölgelerinin ışık almasını önleyerek tonların istenilen biçimde elde edilmesini sağlayan yöntem.

Emülsiyon(Duyarkat): Fotoğraf film ve kağıtlarında, görüntünün oluşturulabilmesi için kullanılan ve gümüş tuzlarından oluşan ışığa karşı duyarlı katman.

Gamma ve Gradasyon:
Bir fotoğraf malzemesinin sertlik ve yumuşaklık bakımından erişebileceği maksimum siyahlanma derecesine gradasyon denir. Gamma ise gradasyon ölçü birimidir ve bir fotoğraf malzemesinin sertlik veya yumuşaklık derecesini sayısal olarak ifade eder.

Negatif: Duyarkat üzerinde çekim ve geliştirme işlemlerinden sonra oluşan fakat gerçekte parlak olan yerlerin siyah, karanlık olan yerlerin ise açık çıkdığı ters görüntü.

Diapozitif: Renkli veya siyah-beyaz saydam resim. Pozitif görüntü olarak perdeye yansıtılarak kullanılan film türü.

ASA, ISO ve DIN:
Filmlerin ışığa karşı duyarlılıklarını belirleyen ölçü birimi ASA, Amerikan standardını, DIN Alman Standardını, ISO ise uluslararası fotoğraf film standardını ifade eder.

Roll film: Bir tarafı ışığa karşı duyarlı duyarkat ile kaplanmış ve diğer tarafı kıvrılmaya karşı işlem görmüş plastik kaplı ince saydam film.

Opak: Işık geçirmeyen ve saydam olmayan malzeme. Örneğin renkli veya siyahh beyaz karta basılı fotoğraflar birer opaktır.

Agrandizör: Negatiflerin kendi orjinal boyutlarından daha büyük boyutlarda basılabilmesini sağlayan optik araç.

Kontak Baskı: Filme çekilmiş görüntünün; başka bir film, kart ya da kalıp üzerine konularak pozlandırılması.

Spiral: Fotoğraf filmlerinin banyosunda kullanılan ve banyoların filmin bütün satıhlarına homojen (dengeli ) olarak temas etmesini sağlayan metal ya da plastikten üretilmiş karanlık oda ekipmanı.

Film Banyo Tankı:
Çeşitli boyutlardaki filmlerin banyo edilmeleri için, ışık geçirmeyen fakat kimyasal eriyiklerin doldurulup boşaltılmasını olanaklı kılan ve böylece filmlerin banyo edilmesi işlemlerinin ışık altında da yapılabilmesini sağlayan, çelik ya da bakalit gibi maddelerden yapılmış kaplardır.

Developer (Geliştirici):
Işığa karşı duyarlı malzemelerde ışık görmüş gümüş tuzlarını ayrıştırarak siyah metalik gümüşe dönüşmesini sağlayan kimyasal bileşimlerdir. Film ve kart banyosunda ilk uygulanan banyo geliştirici banyodur. Bu banyoda, kart üzerine pozlanan gizli görüntü görülebilir hale gelir.

Fikser(Saptama Banyosu):
Işığa duyarlı malzemelerde poz görmeyen kısımlardaki emülsiyonun atılmasını sağlayan banyo işlemi. Film artık ışıktan etkilenmez hale gelir.

Paspartu: Bir resmin, çevresinde genişçe bir çerçeve oluşturacak biçimde ortasına yerleştirildiği kalın karton veya mukavva üzerinde yapılan sergiye hazırlık çalışmasına verilen isim. Paspartu üzerinde eserin kendisinden başka, eser asahibini ve eserin adına ilişkin bilgiler yer alır.

 

 

 

SAYFA BAŞI